23 Aralık 2009

pazar günü karga geçiti vardı.

17 Aralık 2009

elimi öpebilirsin


denizlerde yaşayan yeni canlı türleri

Bu sene büyük bir okyanuslar envanteri yapılmış. Bende televizyonda izlemiştim.
İlgilelenler "Census of Marine Life" başlığı ile arayabilirler.

13 Kasım 2009

Azıcık zaman yeter alışmaya. Doğa hemencecik ayak uyduruyor değişikliklere. Açmaya başladı bile ekilen çiçekler, ağaçlar da var artık, yapraklarını bile döktüler, aynı otlar çıkacak aralarından bu baharda.

22 Ekim 2009

Belki yıllar sonra, nereyi bıraksan oradan çıkar diye düşündüğümüz kır çiçeklerinin tohumları bulunmaz olacak.

20 Ekim 2009

sizi unutmadım korkuluklarda gezinen oyuncu saksağanlar!

sapsarı ve kırmızı

Hala patikanın etrafında otlar var neyse ki.
Ve uzakta otlar sapsarı. Bozkır sapsarı. Yazın sonunda olduklarında bile sarı. Bir de kızıllaşmaya başlayan otlar var, öbek öbek, pof pof.
Kelebekler var hala, bir sürü. Arılar var bol bol, yemeklere geliyor. Güvercin çeteleri bir ara kazılan topraklara dadandı. Başka yerlerde, arabayla geçerken, köpek çeteleri de gördük. Hala bir hareketlilik var etrafta. Umut verici.
At kestanelerinin dökülme mevsimi geldi. Kafalara dikkat etmeli.
Bir de başıboş elmalar yollarda yuvarlanarak eşlik ediyor bize. Küçük kırmızı sarı elmalar.
Eve gidince bir elmalı kek yapıcam. Tam mevsimi! Çaya beklerim :)

çevre düzenlemesi

Biraz karamsar bi giriş yaptım sonbahara.
Öyle ki bir müddet, kuruyan yapraklarla birlikte bütün doğa sönüyormuş gibi hissettim.
Oysa ki öyle değilmiş.
Binamızın etrafında yapılan çevre düzenlemesi dondurdu doğayı. Belki solucanlar toprağın içinde kıpır kıpır şimdi. Bir kısmı güvercin çetelerine yem oldu gördüm. Ama bir önceki bitki örtüsü biraz daha uzaklaştı bana. Çim gelecek yerlerine, otları tercih ederim ben.

23 Eylül 2009

yaşasın sonbahar!

24 Temmuz 2009

betonların arasında kapalı kaldım bu aralar
ama gökyüzünü görüyorum en azından

07 Temmuz 2009

tık tık ziyaretçi

bugün küçük saksağandan
pencereye
bir tık aldık

04 Temmuz 2009

Ziyaretçiler var son günlerde.
Karşı duvara ya da penceremin
önüne
konup uzun uzun bakınan
saksağanlar
.

25 Haziran 2009

işte böcekler


All rights reserved - Deniz Altay, 2009

otlar ve böcekler

Bugünlerde Ankara bozkırının en bozkır hali başladı belki de.
Otlar, başaklar, dikenler...
sapsarı ve dalgalanan kırlar

ve böcekler!
İnanılmaz böcekler.
Toprak, bitkiler ve etrafları onlarla dolu.
Baktıkça daha da çoğalıyorlar

All rights reserved - Deniz Altay, 2009

kağıt ponponlar


All rights reserved - Deniz Altay, 2009

yazın başlangıcı: "beyaz ponponlar ve son papatyalar"

Evet yaz sıcağı iyice hissedilmeye başladı buralarda.

Mayıs ayının sonuydu ilk defa cırcır böceklerinin sesini duymaya başladım, ve kelebekler etmeye başladı yürüyüşlere. Üstelik depdeğişik renklerdeler: mavi kelebekler, kırmızı kelebekler, benekli kelebekler, beyaz ve sarı kelebekler hala daha uçuşmaktalar.

Doğa bir hayli değişti bu geçen zamanda. Renkli kır çiçekleri biraz daha devam etmişlerdi ama sonra ponponlar ve dikenlerin zamanı geldi. Dev tüylü ponponlar, küçük kağıt ponponlar en yaygınları. Otlar sararmaya başladı iyice ve başaklar dalgalanmaya başladı artık rüzgarla. Dinlendiriyor insanı izlemek ve dinlemek.

Patikayı kocaman dikenler işgal etmeye başladı son günlerde. Yürürken bacaklara batıyorlar.
Yaz geldi. Hava sıcak ve bunaltıcı. Öğleden sonraları hala yağmurlar yağıyor kısa kısa. Boş alanlar yine güzel. Çok güzel.

Haziran ayının ortalarında ponponlar:


All Rights Reserved - Deniz Altay, 2009

13 Mayıs 2009

Kozalaklar düşmeye başladı çıtır çıtır
ve kuşlar ötüşüyor cıvıl cıvıl

08 Mayıs 2009

07 Mayıs 2009

kırkikindiler

Ankara'daki boş arsaların bu rengarenk halini eskiden olduğunu söyledikleri gibi yine her öğleden sonra yağan bahar yağmurlarına borçluyuz herhalde. Belki biraz da güneşteki patlamaların azalmasıyla eski zamanlardakine dönen bu bahar mevsimine.

çiçekler, böcekler ve kuşlar

Önce binanın etrafını sarı kır çiçekleri sardı. İlk başta narin ve ufaktılar. Sonra patikanın etrafında küçük yer morları belirmeye başladı (İsimlerine daha bakmadım). Her park ve bahçede bol bol gördüğümüz karahindibalar ve farklı morlarda değişik yabani otlar eşlik etmeye başladı onlara. Lale mevsimi geldi, girişe kendi diktiğimiz laleler büyüdü çiçek açtı. Bu arada sarı kır çiçekleri birden büyüdü ve pıtır pıtır her boş alanı sardı.
Bunu takip eden her gün yeni çiçekler çıktı karşıma. Beyazlar, ilk defa gördüğüm bir çiçekti bunlar; küçük kırmızılar; merdiven yapraklı bordo renkli küçük çiçekli otlar, sarı papatyalar ve tek tük gelincikler belirdi. Binamızın yakınlarındakiler simsiyah. Önce garip, tüylü birer fasulyeye benzeyen uçlu saplar gördüm önceki gün patika kenarında ve bugün bazıları siyah ve kırmızı renkli gelinciklere dönüşmüşler.

Kelebekler de eşlik etti bugün bana. Bir de çiçekleri incelemek için eğildiğimde karıncalar ve uçuşan böcekler görüyorum. Etrafta kuşlar hep bulunmakta. Otların arasında dolanan kocaman saksağanlar. Binaların çatılarına konup öten serçeler. İlla ki güvercinler (güvercinleri pek sevmem aslında). Bazen de farklı kuşlar. Baştankara mesela. Ağaçkakana benzeyen ama ne olduğunu tam bilmediğim bir kuş. Çok nadir görebildiğim ve ötüşünü çok sevdiğim, genelde çam ağaçlarının en tepesine tüneyen karatavuklar.

büyülü patika

Ankara' da boş kalan her alan rengarenk oldu bu sene. İşte her sabah kendimi etrafı çiçeklerle kaplı, kuş cıvıltılarının her adımıma eşlik ettiği bir patikada kaybolmuş buluyorum. Bu sabah yolculukları, bazen öğlen ve bazen akşamüstü yürüyüşleri her seferinde büyülü bir tecrübeye dönüşmekte. Her gün bir öncekinden farklı, yeni çiçekler sıradan gözüken işe gitme yolculuğumu renklendirmekte.

05 Mayıs 2009

yoksa bunlar siyah gelincik mi?

30 Nisan 2009

gelincikler kapkara olmuş buralarda